Turgay6161
Puanı : 8528.43
Viral haber merkezinde yer alamak için tıkla.

Hakkında

Haberself.com herkesin haber ekleyebileceği bir haber altyapı sitesidir. Bu haber sitesinin aynısını oluşturabilirsiniz. Haberself türkiyenin viral haber merkezi. Haber Eklemek İçin Tıkla. tıkla.
  • Alaattin Çakıcı, Ölüm Hak Hastalığım Bahane

    `Kırıkkale` T `tipi` cezaevinde kalmakta olan ünlü kabadayı Alaattin Çakıcı dostlarına ve sevenlerine mesaj gönderdi. Son `sosyal medya` da yayınlanan bazı hastalıklarım ile ilgili dostlarım ve sevenlerimin üzüldüklerini okudum. KENDİLERİNE TEK TEK TEŞEKKÜR EDERİM Unutmasınlar ki Amentu'ye iman etmiş Rabbim'e inananların sahibi tüm Alemlerin maliki el mülküdür. Hayattan kopmak Allah'ın ipini bırakmak denemektir. Hayır ve şer Cenab-ı Allah'dır . Şükredersen şükredip tevekkül edenler için Rabbim şerri hayır 'a dönüştürür. ÖLÜM HAK HASTALIK BAHANE Evet hastayım muntazam bir şekilde günlük 2 saat `spor` yapmaktayım . 65 yıllık `yaşam` hayatım da sevinç üzüntü mutlu olma hasret bu duyguları yaşadım. Bu 65 yıllık süreç içerisinde hiç şüpheye düşmedim çünkü ben Rabbimin ipine sarıldığım sürece vade dolmayınca Allah kulunu asla bırakmaz. Sosyal medyada gördüğüm kadarıyla bazı devlet bürokratlarına siyasi otoritenin başına lüzumsuz cümleleri kurmak Allah'a inanan insanlara yakışmaz . Ömrümde adil olmayan hiç bir bürokrattan şahsına saygı duymadım. DEVLETİN BAŞINI KİMSE SEVMEK MECBURİYETİNDE DEĞİL Bürokratların makamına devletin üst makamına saygılı `olmak` devlet anlayışınızın bir göstergesidir. Onlar aziz Türk milletine devletin bekası ülke bütünlüğü için. Kalbi hizmet ediyorlar ise ettikleri hizmete kalbi saygı göstermek gereklidir. Sözler boşlukta kalıp hizmet aziz Türk milletine ve Devlet bekasına değilse kişinin yalakalık yapıp saygı duyması onursuzluktur. LÜTFEN HASTALIĞIMDAN DOLAYI KİMSEYİ SUÇLAMAYIN Mutlaka bir gün Rabbimize döneceğiz. Sevenlerim şunu unutmasın daha bu ülkede kapatmadığım hesaplarım var. Hesaplarımda haklıysa göçmeden Rabbim beni mutlaka muzaffer edecektir. Yüceler yücesi yanlış hesap yapanların ne düşüncelerini nede dualarını kabul etmez. Hepinize Sevgilerimle, arz ederim. Not : Allah'a inanmış bir camiada çok iyi insanlar çıkar. Arada bir yanlış içerisinde olanlarda olabilir. Yolunu şaşırmış olanları Allah islah etsin..! Alaattin Çakıcı

    21.08.2017 19:08
  • Alaattin Çakıcı'dan gündeme dair önemli açıklamalar

    `Kırıkkale` T `tipi` Cezaevi'nde yatmakta olan Alaattin Çakıcı, cezaevi genel müdürlüklerinde yaşanan olaylar ile ilgili önemli açıklamalarda bulundu. İşe o açıklama; KIRIKKALE T TİPİ KAPALI `CEZA` İNFAZ KURUMU KANALIYLA CEZAEVİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ (UYAP ÜZERİNDEN) Sayın genel müdürüm ve genel müdür yardımcım, Mehmet Fatih Berivan'lı size genel müdürüm ve genel müdür yardımcım demem devlete saygımdandır. Ömrümde hiç kimseye yalakalık yapmadım, size de yapmam. Daha evvel `Edirne` cezaevinde bütün `sağlık` dosyalarım bir ay kaybolmuştu. Elimdeki dosyalarım birer kopyasını internete koyunca dosyalarımın tümünü cezaevi doktorına teslim edildi. Cezaevi doktoru 1 ay boyunca dosyalarımın kaybolduğunu, içinden bazı önemli evrakların alındığı konusunda `Edirne` 2. Sulh `ceza` mahkemesinde ifade verdim. `Bolu` `aile` doktorunun 15 hastalığımı ve bunların icinden 7-8 tanesinin ölümcül `hastalık` olduğunu cezaevi kurumuna bildirdim rapor da avukatıma bilgi verilip avukat aracılığıyla ailesinin bilgilendirilmesi hususunda rapor tanzim etmiştir. Cezaevi idaresinde `Bolu` cumhuriyet başsavcılığına aynı konu ile ilgili ıslak inazeti resmi yazıyla ekine ekliyorum. Sayın müdürlerim, resmi evrakı idare kaybederek başı gecen `doktor` raporu ile ilgili cumhuriyet baş savcılığına nasıl `yazı` yazabilirler? Cezaevi `aile` doktorunun 17.02.2017' de yazmış oldugu bu yazıdan sonra cumhuriyet Başsavcılığını bilgilendirerek `Bolu` abant `tıp` fakültesinin kontrolden sonra `Bolu` köroğlu hastanesinde bizzat fakülde doktarlar tarafından ölümcül bir amaliyet geçirdim. Daha sonra taburcu edildim. `Bolu` f tipinin sizinde bildigi gibi 50 metre uzagındaki cimento fabrikası kimyasal toz salgılayarak 15 hastalıgımdan biri olan KOAH hastalıgımı tetikleyerek tekrar köroglu devlet hastanesine yatırıldım 1. Yatırılışımda ve diger hastalıklarımda beni amaliyet eden doktarlar göbek fıtıgı kaynaklı bagırsak dügümlenmesine baglı olarak 15×15 greft koyu dikmişlerdir. Hastalıgım iyleşmiş durumunda kalan kanseri tehşizi konuldugundan kolonoskobi yapılması icin KOAH hastalıgımın normale girmesi ve ardından kötü huylu oldugu taktirde kolon kanserinden amaliyet olacagım raporlarımda sabittir. metezarı olarak `bolu` f `tipi` cezaevine getirilmeden keskin t `tipi` cezaevine hasta halimle getirildim. `Sağlık` durumum göz önünde bulundurulmamıştır. Rızam ve istegim olmamıştır. Getiren askerlerden asla şikayetçi degilim. Şikayetçi oldugum kimseler hastalıgımla ilgili olan koroglu devlet hastanesinin bütün yetkileridir. Rapor ve imzamı olmadan hangi gerekcelerle beni metezori oradan tahliye ettiler? Sayın gelen müdür yardımcısına mehmet fatih berivanlı beni hacılar f tipinden tekirdaga, tekirdagdan edirneye siz sürdünüz 85 tane mahkumu sevk ettikten sonra beni 250 tane PKKlı ve 50 komülistin icine gonderdiniz. Orada yaşanan olayları biliyorsunuz ama benim icin önemli değil. 14 temmuz günü beni `bolu` cezaevine siz sürdünüz. 15 temmuz sabahı `bolu` cezaevine girdim 15btemmuz öyleden sonra 85 tane mahkumu türkiyenin degişik yerlerine sevk ettiniz. İhtilal provası kontrol altına alıntıktan sonra bütün adli mahkumları sevk ettiniz 250 tane devlet düşmanının içinde adam gibi yattım biliyormusunuz? Köroglu devlet hastanesinden metezori çıkarılmamın yine sizin emrinizle olduğunu da biliyorum. Keskin t `tipi` cezaevine her türlü kontrölümün cezaevi tarafından yapılmasından sonra koguşuma konuldum. Yatmaya hazırlanır ken cezaevi 1. Cezaevi müdürünün şöförü ve 2 ispiyoncusu odama geldi. `Kamera` kayıtlarında bellidir.bir mütdet sonra ibrahim ve mustafa isimli memurlar çıktı. 1. Müdür şöförü bana abi bizim icin cok önemli fetocu müsün diye sorunca çıldırdım. 08.08.2017 tarihli 12 sayfalık yazımda o gün ki ve o günden sonra gelişen bütün olayları kamuoyuyla paylaşarak cumurbaşkanı ve `adalet` bakanlığının bilgilendirilmesini istedim. Geldiğim `zaman` baş memurlukta 1. müdür şükrü 2. müdür halit ve 2. Müdürler baş müdürlükte oturuyorlardı `kamera` kayıtlarında sabittir. ilk olay patlayınca 1. Müdür, ve diğer müdürler kontrol odasında olayı seyrettiler, müdale etmediler. Olay gecesi tutanak tutuluyor. 1. Müdür şükrü olayı kapatmak icin 2. Müdür halit kapatmak için olayı kapatmak için tutanağı tutan şahısa baskı uygulamıştır. Tutanağı tutan memur görevini yapmıştır. Tutanağı işleme koymayan müdürler yasal `suç` işlemişlerdir. Şu ana kadar hala ifadem alınmamıştır. 18.08.2017 ye kadar tamamen ört bas etilmiş benim ne sözlü nede yazılı ifademe baş vurulmamıştır. Sayın genel müdürüm ve sayın müdür yardımcım 777000 km'lik vatan sathının her yerine ya yüksek düzeyli güvenlik görevleriye yada şahsımıza verilmiş özel güvenlik görevleriyle gidiyormusunuz. Bu aziz vatanın her zerresine bu kadar hastalıgım olmasına ragmen hastalıklarımı bahane etmeden müfettiş tarafından ifademin alınım türküyemin kuzeyi,güneyi, dogusu,batısı bu alan icerisindeki hangi yere gönderirseniz benim için şereftir. Sayın genel müdürüm ve sayın gelen müdür yardımcım, sizin kutsal olduğunu bildiğim için Türkiyenin her yerinden olmayan kirli bilgi akışı olabilir. Size bildirilen bilgilerin bazı mutlaka doğru olduğu gibi bazılarınında kirli bilgi olabileceğini lütfen araştırınınız. Bu 5 satırlık yazımda sakın size yalakalık yaptığımı lütfen düşünmeyiniz, dünyada ve ahirette yanlızca Allah'a karşı sorumluluk hissediyorum. Her ikinizede saygılarımı arz ederim. Alaattin Çakıcı 18.08.2017 -EKLER Ek 1 `Bolu` cumhuriyet başsavcılığına kurum müdürü Salim Özcan tarafından gönderilen 17.02.2007 tarihli `yazı` dosyamdan kaybolan kurum `aile` hekiminin `sağlık` dosyasına tetkikten sonra düzenlenmiş olduğu raporun ekde sunulmuş olduğu ifade ediliyor. Aynı yazının alt paragrafında adelet bakanlığına bilgi verilmesi istenmektedir. `Sağlık` durumuna ilişkin `doktor` tarafından düzenlenen rapor doğrultusunda ortaya çıkacak üzücü bir durumun yaşanmaması için `aile` hekimininin bilgisi doğrultusunda avukatıma bilgi verilmiştir. Hiç bir `aile` hekimi doktoru mahkumun avukatına bilgi veremez raporu hazırlar kuruma verir. Kurum müdürü mahkumun avukatına bilgi verir. Burada 1300 fetocü yatıyor. 400 daki mahkum yatıyor, sayın genel müdürüm, kurum doktoru 1700 mahkumun avukatına bilgi verebilirler mi? Kurum doktorunun işi hastaya sadece hastaysa 10 günlük istirahat raporu verebilir. Hastalığı devam ederse kontrollü olarak cezaevi müdürüne bilgi verilmek kaydıyla raporu uzatabilir. Fakat ölümcül hasta olursa raporu tanzim edip avukatı aracığıyla ailesine bilgi verilmesini kurum müdürünü bilgilendirebilir. Hiç bir `doktor` şifahen ölümcül bir konuda bilgi veremez saygılarımla arz ederim. Alaattin Çakıcı 18.08.2017

    19.08.2017 16:19
  • Alaattin Çakıcı Türk Milletine Saygılarımla

    `Kırıkkale` T `tipi` cezaevinde yatmakta olan Alaattin Çakıcı önemli açıklamalarda bulundu. İşe o Açıklama; SAYIN CUMHURBAŞKANI MAKAMLIĞINA VE KAMUOYUNA SAYGILARIMLA ARZ EDERİM. 1300 fetöcü mahkumun yattığı cezaevinde ilk geldiğim `gece` odama geçtikten sonra 1. Müdür şöförü ve 2 ispiyoncusu bana "abi sen Fetöcümüsün bizim için çok önemlidir" diyince çıldırdım. Şimdi size birisi Fetöcü derse siz ne anlarsınız. Yani demek istiyor ki; Vatan hainimisin, değilmisin? siz bu cümleyi kabul edermisiniz? 8 Ağustos'ta yazdığım sosyal medyada yayınlanan hepsi doğrudur. 1. Müdür 2. Müdürden koridordaki baş memurlukta oturuyorlardı, `kamera` kayıtlarına bakılırsa, orada olduğu bellidir. Hani sizin için Fetöcüler Vatan haini devletin iliklerine kadar işlemişti. Eğer Fetöcüler Vatan haini ise ve benim için onlar vatan haini, Vatan hainine beyefendi demek şerefsizliktir. O mektupta bahsetmiştim burada bazı görevliler Fetöcülere bey diye hitap ediyor, adli mahkumada hakaret ediyor. 57 gün bazı suçları `adalet` bakanlığı ile cumhuriyet başsavcılığına bildirmemek suçu gizlemektir. Ve yasaları ihlal etmektir. `Ceza` infaz kurumunda, kurum personelleri tarafından tanzim edilen 09.08.2017 tarihi tutanak hükümlü Alaattin Çakıcı hakkında disiplin soruşturması başlamıştır, neden bunu o `gece` ve daha sonra hakkımda disiplin soruşturması olmadı. Evet olayı kapatmak için suçlarını örtmek için sakladılar. Ben basına açıkladıktan sonra böyle bir tutanak tutuyorlar onuda ekliyorum. Onlara değil cumhuriyet başsavcılığı ve `adalet` bakanlığından gönderilen iki yetkiliye veririm kendileri böyle ifade tutanağı alırlarsa, suçlarını örterler. Bu olay 2010 Türkçe olimpiyatlarında Fetullah Gülen'e methiyelere dizen o methiyelerde Fetullah Gülen dünyanın en büyük islam alimidir, ve o bizim güneşimizdir diyen Yozgatlı Bekir Bozdağ'ın bakanlığı döneminde olmuştur. Lütfen hakaret ediyorum anlamında algılanmasın, ben demiyorum bütün `Yozgat` söylüyor. Bir erkeğe `kız` denilmez. Devletin tüm birimleri Yozgat'ta araştırma yapsınlar. Yozgat'lılar kendisine `kız` Bekir diyorlar. İnanın bu cümle benim değil. Buradaki Yozgat'lı infaz memurlarının onunla ilgili kullandığı ve Yozgat'lı tanıdıklarımın kullanmış olduğu bir söylemdir. Oğluda Fetullah Gülenin okullarında bir müddet okumuştur. Şuan avukattır. Sizin dile getiripte davutoğlu ve yol arkadaşları iken düşüncelerinizi ile getiriyorum. Seçimlere kadar devletin içindeki Fetöcü olupta şimdi Fetöye hakaret eden gizli Fetöcüler yavaş yavaş dökülecektir. Bir ülkede `adalet` yıkılırsa devlet yıkılır. Fötücülerle ilgili bir yetkiliye sordum, devlet içindeki Fetönün kaçı temizlendi? En fazla yüzde kırkı dedi. Bazı cezaevlerinin üzerinde güvenlik amaçlı uçaksavarları devlet koydurmuş. Akıl en ufak ayrıntıyı gözden kaçırmamaktadır. Eğer hala devletin kurumlarında yüzde 60 Fetöcü temizlenmemiş ise her cezaevi kurumunda bulunan yetkililerin dış güvenlik ile ilgili tüm görevlerde tünel kazılabilir ihtimalini asla unutmasınlar. F ve T `tipi` `ceza` evleri şehir dışlarında olduğu için kaçırılma imkanı ve başarılı olmaları iyi bir çalışma ile mümkün olabilir 10 kişinin kaçması ile 1000 kişinin kaçması değişmiyor. Böyle bir olay gerçekleşirse onların çıkışındaki batılı güçle Fetö denen o `iblis` hala güçlerini devam ettirdiğini `dünya` medyasında yayinlatarak verebileceği en büyük mesajdır. Şahzınıza ve kamuoyuna saygılarımla arz ederim. Not: Arkalı önlü infaz kurumu ile ilgili savunmamı gönderiyorum UYAP kayıtlı bakanlık mührü nüshasını birlikte cumhuriyet baş savcılığına şikayet dilekçem ile gönderiyorum. Aziz Türk milletine saygılarımla arz ederim. Alaattin Çakıcı

    11.08.2017 19:17
  • Alaattin Çakıcı'dan manifesto gibi mektup

    `Kırıkkale` Keskin T `tipi` cezaevinde yatmakta olan Alaattin Çakıcı gündemi sarsacak açıklamalarda bulundu. Çakıcı yaptığı açıklamada `Kırıkkale` Keskin T `tipi` cezaevine gidişini ve orada yaşadıklarını en ince ayrıntısına varıncaya kadar anlattı. Çakıcının bu mektubunu lütfen dikkatlice okuyunuz. İşte o mektup; Sayın Cumhurbaşkanım ve sayın Kamuoyuna saygılarımla arz ederim Hastaneden metazori, tedavim yarım bırakılarak çıkarıldım. Keskin cezaevine `gece` yarısı getirildim. Eşyalarım X Raydan geçerek, bütün hastalıklarım, ilgili kurul raporlarım sıhhatimle ilgili UYAP kağıtlarım, sağlığımla ilgili `yiyecek` raporlarım, ayaklarımla ilgili idare kurulu ile verilen yıllardır gittiğim yerlerde de taşıdığım, gerektiği an yenisi ile değiştirilmeli metal türü verilen ve `doktor` ve kurul raporlarında gösterilen tüm eşyalarım alındığı, Cezaevi 1.Müdürleri, diğer müdürler, ve `Aile` Hekimi 150-200 gardiyan beni karşıladılar. Odama geçtim. Eşyalarım 20 dakika sonra, kıyafetlerim değiştirip yatmaya hazırlanırken, 1. Müdürün üç ayrı ispiyoncusu, şoförü, bana "Abi sen FETÖ'cümüsün,değil misin? bu bizim için çok önemli" diye sordu. Çıldırdım. Kapı açıktı maltaya çıktım. FETÖ'nün de FETÖ'cülerin de anasına sövdüm. Bu emri bu soruyu bana kim sordurduysa onunda anasına sövdüm. İnfaz memurlarından 8-10 tanesini yumrukla devirerek 150-200 kişi üst katlara kaçıştılar, hapishaneyi bana bıraktılar. Sol bloktan baştan sona kadar giderek, bu hapishanede ne kadar FETÖ'cü, PKK'lı, DHKP-C'li DEAŞ'lı varsa hepsine sövdüm. Oradan sağ bloka geçtim. Orada da aynı küfürleri tekrarladım. Bütün mahkumlar bu konuyu bilmektedir. İki aydan beri ifademi kimse almadı. Hepsi `kamera` kayıtlarında mevcuttur. 3 ile 7 gün içinde ifade alınmadığı takdirde cezaevini yönetenler `suç` işlemişlerdir. Daha sonra 1. Müdürün emri ile `kitap` almamı rica ettiler. "Bizim kütüphaneden `kitap` alır mısın" dediler. Bende "Olur" dedim. İki gün sonra bayan müdüre bana "Mehmet Fatih Belviranlı'nın o adamı, kitaplarını almayın" dediğini söyledi. Bende kendilerine "önemli değil, talep sizden geldi" dedim. Üç gün sonra "Sözündeysen kitapları alalım baro üzerinden getirtelim" dediler. Bu tip prokatif söylemler yoğunlaşınca bende kitapları getirtmedim. Dilekçe yazarak Sultan 2. Abdulhamithan, Atatürk ve Türk Bayrağı için cezaevine asılması konusunda talepte bulundum ve talep doğrultusunda astılar. Akşam üzeri revire çıktığımda Abdulhamithan'ın resmini kaldırmışlar. Aşağıya indiğimde `poster` ve bayrakları indiriyorlar "Neden" diye sordum Bayrağı ve Atatürk'ü indirmek ecdadıma sahip çıkmak, ecdada manevi borçtur. Cennet `mekan` 2.Abdulhamithan hazretlerinin posterini indirmek manevi suçtur. Tüm cezaevlerinde bunu savundum. Son iki yıldır TRT'de filmini çekerek aziz milletimize ecdadımızın kim olduğunu bilmeleri için bu `film` yapılmıştır. Sayın Cumhurbaşkanı ve kamuoyu internete bakın, 2012 Ergenekon davasında tanık olarak Silivri'ye gittiğimde benim bilgim doğrultusunda Mehter Marşı eşliğinde, önün Türkçe Allah, altında büyük Türk bayrağı ve yanında Ulu önder Atatürk ve Abdulhamithan resimleri olan altı `otobüs` getirttim. Bizim Abdulhamithan sevgimiz 50 yıl öncesine dayanır. Her yerde savundum. 1. Müdür Şükrü Beye sordum "Kim kaldırttı" diye, "Mehmet Fatih Belviranlı kaldırttı" dedi. Bende dedim ki "Ya bayrak ve posterler asılacak yada ölürüm odama gitmem" hepsini tekrara astırdım. Odama geçtim. İndirilişler `kamera` kayıtlarında belli. Benim astırdığımda `kamera` kayıtlarında bellidir. Odama geçmeden dediler ki "Tekrar Mehmet Fatih Belviranlı emriyle taktırdık bunları" Mehmet Fatih Belviranlı Allah'a Bayrağa, 2.Abdulhamithan'a sevgisi olan bunları indirtmez diye düşündüm. Bu konuda hassas olan Sayın Cumhurbaşkanına onun hakkında işlem yapacağını, Cumhurbaşkanının karakterini bilen, tavır koyacağını millet bilir. Tabi Türk bayrağını, Atatürk'ü ve , 2.Abdulhamithan'ı kalben seviyorsa sessiz kalmayacağı bilinmektedir. Daha sonra burada görevli 2. Müdür Zafer Çolak, bir mahkum için içeri telsiz sokarken yakalanmıştı. Onun ifadesi alınırken, ifadeyi Zafer Çolak suçunu gizlemek için "Alaaddin Çakıcı'da bisturi var, tarak var çay `kahve` içiyor " diye veriyor. Bana da bu ifade 1. Müdürün emri ile Selma Müdüre, baş memur yanında okuttu. İfadenin alt sayfasında Zafer Çolak ismi, imzası ve cezaevinin mührü basılıdır. Zafer Çolak'ın ifade tutanağı, savunma ile ilgili genel müdürlük bakarsa sözlerimin doğruluğu, o savunma ifadesinin sağ altındaki, ismi soyadı, imzası, üstü mühürlü olduğu görülecektir. Selma müdür bana "Ne olur bu adamın canına bir şey olmasın" dedi. Baş memur hiç bir şey demedi. Çünkü yetkisi ona müsait değildi. Bende Selma Müdüre dedim ki " Söz, canına bir şey olmayacak, ama kolumu bacağımı kırılır bilemem" dedim. Bir gün Selma ve Halit müdür odama geldiler. Arkasından 1. Müdür Şükrü bey ve iki üç tane infaz memuru geldi. Yine Zafer ile ilgili konu açılınca "Canına bir şey olmasın" dediler. Bende "söz canına bir şey olmayacak" dedim. Şükrü müdürde "beni alakadar etmez" dedi. Daha sonara duydum ki bu ikinci müdürün elleri ayakları kırılmış. Selma müdür "bana söz vermiştin" dedi. "Bende senin gibi duydum demek ki canına bir şey olmamış" dedim. Yine bir gün Selma Müdür Delice'den gelen baş memur Yakup ile ilgili bana bu DHKP-C sempatizanıdır, hakkında dava açılmış, Alevidir oruç tutmaz dedi. Bende kendisine "İnsan Alevi olabilir, oruç tutup tutmamak kendisi bilir, hakkında dava açılmışsa devlet neden buraya görevlendirdi" dedim. 1. Müdür ve 2. Müdür bu Selma Müdürü hep kullandılar. Odama geldiklerinde söyledim. "Bir hanımefendiyi neden kullanıyorsunuz" "Taşın altına sizde eliniz koyun" dedim. Kamera kayıtları var. Sonra Yakup baş memur dışarı çıkarıp 1,5 aya yakındır, Jandarmanın yanında `emir` eri gibi oturmaktadır. Burada vatan haini FETÖ'cüler dışarı çıkarken (Avukat görüşü, ziyaret, havalandırma, revir) "Burun beyefendi" diye hitap ediyorlar. Vatan hainine "Beyefendi" diye hitap edenin vatan sevgisi yoktur. Adli mahkuma da "Ulan" diye hitap ediyorlar. Bende bana da "Ulan" diyin dedim. Kimseden ses yok. Sayın Cumhurbaşkanım; daha öncede yazdım. Yurt içinde ve dışında tüm cezaevlerinde `kedi` gibi yatmadım. Bu cezaevinde düzen yok. İspiyonculuk almış başını gitmiş. Çarşamba pazarı gibi. 1.Müdür ve Halit müdür kendilerine bu cezaevinde ispiyoncular bulup, diğer `ceza` infaz memurları üzerinde baskı kurmuşlardır. Sayın Cumhurbaşkanım; 2.Abdulhamithan ve bayrağı özde mi sözde mi seviyorsunuz? Atatürk'ü sevip sevmediğinizi Allah bilir ben bilemem. Bakınız Sayın Cumhurbaşkanım, burada bayrağı indirdiler. Abdulhamithan hazretleri ve Atatürk'ün posterlerini Alalddin Çakıcı astırdı. Şanlı bayrağımıza Akif'in dizeleri ile methiyeler diziyorsunuz. Abdulhamithan hazretleri içinde bir dahi, `kalp` gözü açık, salih rabbimin bir mümini, uluslar arası ilişkilere bir dahidir diye, son iki yıldır çalışmalarınız var. Bakınız yıllarca barış süreci, emrinizle devletin en üst bürokratları, vatan hainleri ile görüştüler. FETÖ'nün ve Batının ajanı olan sizin elinden tutup Genel Başkan yaptığınız, Davutoğlu denen Ermeni Patriğinin Fener Rum patriği olan Bartholomeos'un önünde Musevi cemaat lideri önünde namaza durur gibi, ellerini göbeği üzerinde bağlayan FETÖ'ye ve ABD'ye bağlı olan adamı pazarlığa oturttunuz. Sonra Başbakan oldu. Sonra FETÖ'cülerin emriyle size alternatif `olmak` istedi. 15 Temmuz'a gelme sürecinin hızlandıranlardan bir ayağı da Batıya göbekten bağlı olan Başbakan yaptığınız Davutoğlu'nun bilerek veya bilmeyerek, bu aymaz durumu 15 Temmuz sürecini hızlandırmıştır. Konuşmalarınızda "Türk Milliyetçiliğini ayaklarımın altına alır ezerim" dediniz. Milliyetçi Hareket Partisi ve Ülkücüler Aziz Milletimizin teminatıdır.Bunu sizde biliyorsunuz. Yıllrdır iktidara gelmeden önce de Başörtüsüne özgürlük getirilsin dediniz. MHP'lilerin oyu ile Başörtüsüne özgürlük geldi. Cumhurbaşkanını halk seçsin dediniz yine imdadınıza `MHP` ve Ülkücüler yetişti. Anayasayı değiştirirken de `MHP` ve Ülkücü kökenli Milletvekilleri önünüzü açtı. Başkanlık sistemi `MHP` ve Ülkücü Milletvekilleri olmasaydı geçmezdi. Eski Akıncılar, devlete kurşun sıkan tüm Marksistlerle Devlete `savaş` açmışlardı. Amaçları Devleti yıkmaktı. Sizinde arkadaşınız olan İslam Enstitüsü mezunu derneğinin onursal başkanı Selahattin Yazıcı ile hem Askeri cezaevinde hem şube de beraber yattık. Ben ve birkaç arkadaşım arkasında namaz kılıyorduk. Orada bir olay gelişti. İdare bizi idare odasına alınca. Ben dedim ki " Selahattin Yazıcı orada kaldı lütfen onu da alın" dedim getirdiler. Selahattin Yazıcı dedi ki " Alaattin sen beni solculara öldürtmek mi istiyorsun, bizim mücadelemiz devletle, siz ise devletin devamı için mücadele ediyorsunuz" dedi. Nedir bu Akıncı cenahtan gelen bu `kin` ve nefret? Devletin sigortası sizin hükümet olduğunuz bu süreçte Ülküler ve Ülkücü kökenli milletvekilleri devletin ve parlamentonun teminatı olduğunu herhalde yeni anladınız. Hala bizi Müslüman görmüyorsunuz. Kurt işareti yapıldığı için bazı çevrelerde "Bunlar Allah'a inanmaz, sürekli kurt işareti yapıyorlar" Hanginiz bir Ülkücü kadar kalbi olarak İslam'ı yaşaya biliyor. Sizde bu aralar Kurt işreti yapıyorsunuz. Allah'a, Kuran'a,Peygamber Efendimize kalbi iman etmiş iseniz sigortanız olan Ülkücüleri ve hangi etnik gruptan olursa olsun `HDP` ve devlet düşmanı hariç Alevisi, Sünnisi, Çepnisi, Avşarı, Kara keçlisi, Kınık, Kayı tüm Türkmen boyu yörüklerini , Ahıskalısını, Boyatlısını bunların hepsi ilmin bahçesinden nefes alıp ufak tefek farklılık olsa da bunları bir arada tutmak Arabı, Kürdü, Çerkezi, Lazı, Boşanığı, Zazası, bir arada tutmak sizin görevinizdir. Hatırlar mısınız size bir mektup yazdım. 15 Temmuz'dan önce Edirne'den. Yusuf suresini her `gece` saat 11:00 ve 01:00 arası o sessizlikte dinleyiniz. Edirne başsavcısı bana sordurttu. Yusuf Suresi ile ne demek istiyor.Bnede cevap verdim "içinde yazıyor" diye. Yusuf'u kardeşleri kuyuya attı. Rabbim onu çıkarttı. Bir süre cezaevinde de nefsini imtihan etti. Sonra Mısır'a aziz oldu. Sizi 15 Temmuz'da kardeşleriniz kuyuya attı. Aynı Yusuf Aleyhisselam gibi cezaevinde kısa bir süre yattınız. Bu millet sizi kuyudan çıkarttı. Devletimizin parçalanmasına Rabbim müsaade etmedi. Size çok büyük bir lütufta bulundu. Lütfen nefisinizi yenin, ayaklar altına alın.Bunu yaparsanız, bu millet sizi değil sırtında, kafasında taşır. 2029 söylediklerinizin yüzde 75'i gerçekleşirse Balkanlarda, Kafkaslarda, Güneybatı `Asya` kadar, Kuzey Afrika'nın her yerinde bu aziz Türkiye Cumhuriyeti Devleti, hani "Dünya beşten büyük" diyorsunuz ya, o `zaman` bu söyleminiz eyleme dönüşür. Dünyayı yöneten üst aklın masasında onlarla eşit düzeyde söz sahibi olursunuz. En önemlisi ilk beş yılda Türkiye genelinde terörü sıfırlayıp, Gri İsrail Kürt Devletine müsaade edilmediği sürece hava kara `deniz` savunma sistemleri ile ilgili teknolojiyi kendimiz ürettiğimiz sürece, bu bir ütopya değil gerçektir. Allah biliyor seni sevmiyorum. Devlet düşmanları ile mücadele ettiğin sürece Devletin devamı, Milletimizin bekası, sözünde durursan asla yalakalık yapmam. Kalbim yapacağın icraatın yayındadır. Bana bu kadar zulüm ettin. 15 yıl daha ömrüm olsa bir 15 yıl daha yatsam kimseye biat etmem. Sözlerini gerçekleştirip nefsini ayaklarının altına alırsan ismini altın harflerle yazdırırsın. O `zaman` senden özür dilemem, yalakalık yapmam, ama hakkımı helal ederim. Bu cezaevinde odamda tek yatıyorum. İsteyen beni öldürebilir veya öldürtebilir. Lütfen unutmayın, Kuran'dan bazı süreleri Arapça okuyup Türkçe açıklıyorsunuz. Sahibi Allah olan insana ve mahlukata Rabbim istemediği sürece kimse zarar veremez. Yeter ki kalbi teslim olsun. Haşr süresinin 24.ayetinde Rabbim diyor ki " Göklerde ve yerdeki tüm mahlukat Allah'ı zikreder" Allah'ı zikreden mahlukata Allah emretmediği sürece kimse bir zarar veremez. Not: Sayın Cumhurbaşkanım beni istediğiniz cezaevine sürebilirsiniz. 15 hastalığım olmasına rağmen hiç de önemli değil, bu hapishanede `kedi` gibi yatmıyorum. Cezaevi duvarları, yöneticileri, giysileri aynı değişmez. Zulmün karşısında susursam şeytandan farkım kalmaz. Tek dileğim, ömrümün sonuna kadar Allah'a bağlı `olmak,` son nefesim de Kelime-i Şahadet getirmektir. Ölümü her canlı varlık tadacak, zamanını ve mekanını bir tek Rabbim bilir. Alaattin Çakıcı.

    09.08.2017 16:44
  • ÇAKICI'DAN SEVENLERİNE MEKTUP

    `Kırıkkale` T `tipi` Cezaevi'nde yatmakta olan, Alaattin Çakıcı sevenlerine ve takipçilerine önemli açıklamalarda bulundu. Sayın kamuoyuna ve sevenlerime İsraille ilgili yazmış olduğum yazıda satır aralarında çok değişik yerlerden vermiş olduğum mesajlar dahilinde bazılarının dikkatinden kaçmıştır. Bir arkadaş diyorki abi; araplarla ile ilgili lütfen `kitap` okursan arapların Türklere yaptığı zulümü daha iyi anlarsın, kaç yaşında olduğunu bilmiyorum, gençsin senin 60 senede okuyacağın bileceğin ömrünün yetmeyeceği 3 bin tane `kitap` okudum, 49 yılda ülkemde ve dünyanın her yerinde `kitap` okudum senin evinde pozitif ilimlerden islam tarihinde 5 bin tane `kitap` varmı, hayatım boyunca 3 bin tane değişik içerikte `kitap` okudum. Dünyayı 2 buçuk defa dolaştım at gözlüğü ile değil, dünyanın bütün kıtalarına ayak bastım 130'un üzerinde ülke dolaştım, güneşlenmeye gitmedim `içki` içmeye gitmedim. Sana bazı şeyleri hatırlatmak isterim; Cumhuriyet tarihini dizayn edenlerin bazılarının gözünden kaçmıştır, ama bunlar devletimizin arşivlerinde mevcuttur. 1. `Dünya` harbine bizi sokan 4 kişiden 3'ünün mason olduğunu biliyormusun, ve bunlardan bir tanesi babası müderris, dedeside deli ormanlıda bir dini alimdi bir yıl hukuk mektebinde okuduktan sonra PTT görevlisi olarak Makedonya'ya tayin edilen Talat paşa son derece namuslu, onurlu ve şerefli idi ama ne yazıkki masondu öbürü Cavit bey diğer masundu ihtiyati terakkinin askeri kanadının en güçlü iki adamından biri Cemal paşa tehcirde ermenilere çok büyük yardım yaparken Suriyede aynı Cemal paşa 11 tane güçlü aşiret reisinin ya kendisini, ya çocuklarını `idam` ettirdiğini biliyormusun suriyede Osmanlı çekilirken Cemal paşanın yerine gelen ulu önder gazi Mustafa Kemal Dağılan orduyu şamda toplayarak sırtını toroslara vererek ingilizlerin Türk düşmanı olan şerif Hüseyin'in çapulcuları ve İngilizleri hüsrana uğrattığı ingilizlere karşı en son onurlu bir direniştir. Ve bir sürü ingilizler ve şerif Hüseyin'in çapulcu takımı yok edilmiştir. Askerin bir bölümü terhis edilerek `silah` ve mühimmatı `kilis` millet vekili ile kilise göndermiştir. Antep, urfa ve maraşa gelen tüm `silahlar` `kilis` üzerinden gelmiştir. Antep, urfa ve maraş direnişinde kendiside `Adana` üzerinden İstanbul'a intikal etmiştir. Osmanlıya zarar veren Araplar şerif Hüseyin ve adamları, medine muhasarasında kuzey ırakta nuri sait paşa ile ingilizler işbirliği yapmak kaydıyla osmanlıyı arkasından vururken bir suni aşireti reisi olan sadun paşa ve aşireti Osmanlı askerlerine önden yol açarak anadoluya girmesini sağlamıştır. Aynı Sadun Paşa Urfa müdafasında mücadele etmiş büyük bir kahramandır. Türkiye Cumhuriyetinde milletvekilliği yapmıştır. Buda bir araptır biliyormusun, `Suriye` cephesinde bazı `arap` köylerin dağılmış ve şamda dağılan orduyu Atatürk toplayarak amacı zaiyat vermeden toroslara varabilmekti. `Arap` köyleri evlerinde bulunan her türlü küçük baş hayvanları ve yiyecekleri Osmanlı ordusuna sunduğunu biliyormusun. Türkiye Cumhuriyetinin ve islam dünyasının en hassas duygusu mescidi aksa'dır. Filistine gelince Çanakkale'den Filistine kaydırılan 125. Türk alayı tek neferine kadar alay sancağının açarak `Filistin` topraklarında hepsi hakkın şehadetine kavuşmuştur. Evet şerif Hüseyin yanlısı, ingiliz yanlısı Filistinliler bir Türk evladını evlerinden içeriye alıp hayatını kurtarabilirlerdi. `Biz` bunları bilmiyormuyuz zannediyordunuz. Ama Filistinliler kadar orada yatan binlerce şehidimizin mezarı var. Şerif Hüseyinin Nuri Said'in Cemal paşanın haksız yere `idam` ettirdiği Suriyedeki 11 `arap` aşireti hatalarını 250 milyonluk bi `arap` dünyasına hiç kimse mal edemez. Her toplumda her dinden iyi insanda vardır, islam toplumunda el-kaide ve daeş gibi islamın ve insanlığın düşmanı olanlarda vardır, iyi müminde vardır. Bu millet iktidar ve koltuk için birbirlerini ötekileştireceğine hila veya yıldızın altında develeti savunmak iyi bir vatandaş olmanın gereği şeref ve namustur. Sevenlerime saygılarımla arz ederim. Alaattin Çakıcı 01.08.2017"

    01.08.2017 16:29
  • Alaattin Çakıcı'dan Filistine destek!

    `Kırıkkale` T `Tipi` Cezaevi'nde yatmakta olan Alaattin Çakıcı İsrail zulmünü kınadı ve `Filistin` halkına destek verdi ve önemli açıklamalarda bulundu. İşte o Açıklama.. Aziz müslüman Türk milletine İslam dünyasına saygılarımla arz ederim. Osmanlının `tarih` sahnesinden silinmesinin temeli batılı o gün ki emperyalist akıl ve arkalarındaki `dünya` siyonizm teşkilatıdır. Bu projenin neticesinde `Filistin` toprakları İngiliz sömürgesi olduktan sonra dünyanın değişik yerlerine akın akın museviler ve filistine yerleştirerek buna mütakiben 2. `Dünya` harbinde daha fazla musevi yerleşmek kaydıyla silahlı `terör` örgütleri kurularak önce ingiliz görevlilerine suikast yaparak silahlı propaganda ile dünyada bizde varız diyerekten bu katliamlardan devam ettiler. Müslüman Filistinlilere ilk büyük katliamları Deir Yasin köyünde hunharca gerçekleştirilmiştir. Kuruluş sürecine kadar bazı araplar `para` karşılığında topraklarını yahudilere satmak kaydı ile tapulu topraklarınıda genişletmişlerdir. 1948'e kadar daha iyi organize olarak katliamlarını devam ettirerek `dünya` siyonizm kanaat önderleri kanaat önderleri devam ettirerek bulmuş oldukları ülkelerde siyasi etki yaparakda amerikanın önderliğinde bağımsızlığını ilan etmek kaydıyla birleşmiş milletleride yanına alarak `arap` dünyasının içine batılı üst akıl gibi bir veba üreten bir devletin temellerini attılar. 1956 süveyş kanalı nasır millileştirmesinde İngiliz, Fransız, ve İsrailliler Mısır'ı isgal etmeyi düşünürken `Rusya` ve `ABD` araya girerek bu oluşumu kısmı durdurdular. Amerika ve batılı güçler İsrail'i sürekli ekonomik, `silah` ve `teknoloji` ile güçlendirerek 1967 savaşlarında topraklarını 2-3 misliye çıkartarak aynı batının şımarık çocuğu, yunanlılar gibi orta doğu ve Amerika'nın ön karakolu olan bu şımarık fitne devlet, Kudüs Filistinlilerin iken işgal ettiğinde `dünya` sessiz kalarak, musevi İsrail devletinin dicleden nile kadar, ütopik hayalleri olan büyük İsrail devletinin projesini yıllar içerisinde be hale o projenin hayata geçmesi için, 60 yıldır Filistinlilere çoluk- çocuk, kadın- ihtiyar demeden katleden bu uluslar arası, hukuku ihlal eden terötist bir şımarık devlet ne birleşmiş milletler kurulunun hiç bir dönem ciddiye almadan orta doğuda ABD'nin ve batının jandarmalığını yapan orta doğuda kötülüğün merkezi olan bu zihniyet, amacı mescidi aksayı ağlama duvarının altından yıkmak, islam dünyası ile Armageddon savaşını çıkarmak en büyük gayretleridir. `ABD` ile birlikte ne hazindirki bazı `arap` ülkeleri israilin bu zulmüne ortak olarak `din` kardeşlerinin günden güne yok edilmesine çanak tutmaktadır. İslam dünyasında `Filistin` konusunda en duyarlı olansa 15 yılda Türkiye devleti elinden geleni yapmaktadır daha evvelde one minute ile başlayan `mavi` Marmara ile devam edip israilden 75 `deniz` mili uzaklığındaki kara sularında 9 müslüman Türk evladını hunharca katleden bir korsan devleti olduğuna demokrasinin ve `insan` haklarının beşiği olduğunun sözde idda eden devletlerden başta Amerika ve `Avrupa` birliği çok kısık bir sesle kınama yaparak bu terörist devletin bu katliamına göz yummuşlardır. Yine önceden Fetullah denilen gavur imamı, Amerika'daki `haber` ve televizyonlarda demeç vererek `mavi` marmaradakiler otoriteye karşı geldi diyerek bu `katil` devletin ABD'de borozancılığını yaparak aziz devletimize ve milletimize 50 yıldır ihanet içerisinde deşifre olmadan faaliyetlerine devam eden ilk ihanetine bariz bir şekilde Amerika'da yahudi `basın` ve medyasında dile getirdiğini Türk milleti bilmektedir. Hz. Süleyman'dan sonra fitne yahudiler İsrail devletini milattan 7 asır evel ikiye bölerek önce `tarih` sahnesinden İsrail devleti daha sonrada Yehuda Krallığını Romalılar milattan 70 yıl sonra dünyanın her yerine dağıtarak dünyanın her yerinde zulüm baskı görerek darp edilen bu toplum ezilirken bu toplum dünyada örgütlenmek için her türlü fitneliğe başvurmuşlardır. Taa ki 2. `Dünya` savaşında da soykırıma uğrayan bu fitneler güçlendikten sonra kendilerine zulüm eden bu büyük sürgünde hristiyanları unutup Filistine yerleştikten sonra kendilerine düşman olarak müslüman Arapları seçmişlerdir. Kendilerine 2000 yıllık bu büyük uzun sürgün sürecinde zulüm yapan hristiyanlarla birlikte müslüman araplar onlara endülüste osmanlı coğrafyasında hoşgörülü vefalı davrandıklarını unutarak batılılarla `iş` birliği yapmak kaydıyla kendilerine islamı düşman seçen bu `terör` devleti şunu bilmesi gerekirki, mesine site devletinde resullullah efendimiz ile birlikte imzalanan 23 maddelik medine vesikasının yahudilerin rahatlığı ve güvenliği, huzuru, için yahudilerin lehine olduğunu bilmiyorlarmı. Bugünde Fas'tan başlayıp Afganistan'a kadar 22 devletin haritalarını değiştirip küçük devletler oluşturmak isteyen `ABD` ve üst akıl öncelikleri o toprakları israilin güvenliği için kuzey ıraktan başlayıp halepten denize çıkacak terörist kürtlerin gri israil devletine dönüştürmek en büyük idaelleridir. 15 Temmuzda bu projenin bir parçasıdır. Bizim ülkemizdede hristiyanlar ve museviler dinlerini rahatça yaşarken onlara neden ibadet ediyorsunuz diye devletimizin hiçbir kurum ve vatandaşı tarafından tehdit edilmiyorlar. Yine batılı devletlerin kurduğu islamın ve insanlığın düşmanı olan, başına müslüman cümlesini ekleyerek kurduttukları `terör` örgütlerini yine batı kaynaklı düğmeye basarakta saldırtmışlardır. Ama bu `terör` eylemlerini yaptıran, dünyanın her yerinde arkalarında olan `ABD,` `Avrupa` birliği ve o ülkelerde siyonizm teşkilatının kanaat önderleri ve mason localarıdır. Evet Türkiye'de `zaman` `zaman` vatandaşların israil konsolosluğuna kara çelenkler bırakarak `protesto` yapmaktadır bu tip eylemler yeterli değil, bu tip eylemler demokratik etkinliktir devlemizi yönetenler ülkemizde ve `dünya` basınında sırf demeçler veriliyor doğrudur. Birleşmiş milletlerin kararlarının uygulamayan bu terörist devlete başta Türkiye Cumhuriyeti devletinde yaşayan hiçbir terörist `din` örgütü ile bağı olmayan tüm müslümanlar ve dünyadaki temiz muslumanlar Kudüs konusuna daha duyarlı olmalı bu işler söz ile olmuyor onların müslüman Filistinlilere yapmış oldukları bu zulme her müslüman ülke `kendi` ülkesinde değil yabancı ülkelerde büyük elçiliklerde görevli olanlara gereken dersi vermedikten sonra ister sayın Cumhurbaşkanı konuşsun, ister sayın başbakan konuşsun çünkü uluslararası ilişkilerde devletin milli çıkarları söz konusudur. Konuşabilecekleri kadar konuşabilirler bu aziz millet Türkmen dağına Allah nizamını dünyada bir adım ileriye götürmek için şahadete talip olan müslüman Türk ülkücüleri, `Alperen` ocakları, `AKP` `gençlik` kolları Türkmen dağına gittiği gibi yurt dışına ( Filistine'de) gidebilir. Aziz Türk milletine gönül vermiş insanlar birlikte hareket etmelidir. Bu konuda yine batının düğmeye basarak `Adalet` yürüyüşü altında Ankara'da başlayan maltepe'de bitirilen o yürüyüşü organize eden bir partinin başkanı ve milletvekilleri Adaleti sadece Türkiye'de aramaz neden sokağa çıkmıyorsunuz. Filistinde katledilen müslüman kardeşlerimiz için Allah'ın Adaletini ihlal eden kalpleri kilitlenmiş, gözlerine perde inmiş kulaklarına ağırlık konulmuş `maneviyat` ve erdemden nasibini almamış bu terörist devleti uluslararası `Adalet` için, niçin sokağa çıkmıyorlar. Çıkamazlar, batılı emperyalistlerle bağlantıları vardır. `Adalet` kişi için olduğu kadar tüm insanlar içinde vazgeçilmez bir kavramdır. Eğer onlarda `Adalet` kavramı gelişmişse neden israil zulmü için sokağa inmiyorlar. Aziz müslüman Türk milleti kardeşlerinin ve dünyadaki temiz müslümanlar geçmişteki 2 ay evvel trump denen git gel akıllı suudi arabistan ve israili ziyaret ettikten sonra katar krizimi ortaya çıkardılar. Körfez ülkelerini katarın üzerine saldılar bu git gel akıllı trump 390 milyar dolarlık `silah` anlaşmasını Arabistanla yaptı. İhtiyacı olduğu `zaman` suudi Arabistan'a verilmek kaydıyla 390 milyar dolar haraç almıştır. 12 milyar dolarda katardan almıştır. İşte `dünya` lideri dedikleri Amerikan politikasının hala orta doğuda ve Türkiye'deki müslümanlara zulmü devam etmektedir. Her türlü israil mallarını ülkemizde yaşayanlar ve dünyadaki müslümanların satın almaları Filistinlilere ihanettir. Bu aziz millet unutmasınki Filistinde 1. `Dünya` savaşında şahadet mertebesine ulaşmış binlerce askerimiz var. Orada binlerce şehidimizin mezarı vardır. Filistine ya adam gibi sahip çıkılmalı, yada söylemleri eylemlere geçmeyen tavırlarla Filistinde yaşayan kardeşlerimize boş ümit vermek onlara saygısızlık yapmaktır. Aziz Türk milletine ve islam dünyasına saygılarımla arz ederim. 28.07.2017 Alaattin Çakıcı

    28.07.2017 22:57
  • Çakıcı'dan 15 Temmuz Şehitlerine Rahmet Mesaji Yayınladı..

    `Kırıkkale` T `tipi` cezaevinde kalmakta olan Ünlü kabadayı Alaattin Çakıcı 15 Temmuzun yıl dönümü dolayısıyla bir açıklama yayınladı.. Kamuoyuna ve Aziz Türk milletine saygılılarımla arz ederim. Okyanus ötesinin ve `Avrupa` birliğinin başlatmış olduğu haçlı zihniyetinin devletimiz ve topraklarımız üzerinde ki şerefsizce yapılan 15 temmuzun seneyi devriyesine girmiş bulunmaktayız 1050'de başlayan ilk haçlı seferleri vatikan emriyle latinler `kendi` dinine mensup olan bizansı 50 yıl işgal ettikten sonra bu yağmacı, çapulcu takımından o günkü batılı devletlerin daha iyi organize eden vatikan 1092'de başlayıp Selçuklularla devam eden bu savaştan çoğunu kaybetmişlerdir. Şövalye babylon ile birlikteki haçlı ordularını Kudüse düşürüp müslüman ve hristiyanları katlederek kudus krallığının kurulmasını ve doğu akdenize bağlı, bazı kara toprakları üzerinde büyük `kaleler` kurmak kaydı ile müslümanlara büyük zulüm yaptıkları `tarih` arşivlerinde bellidir. `Suriye` atabeyliği döneminde selahattin eyyubi'nin Kudüs'ü fet edip htistiyanlarin kalanlarına müshik giderlerine dokunmadığını yine arşivlerde mevcuttur. İslamın bayraktarlığını yapan bir cihan imparatorluğu olan osmanlı islamı üç kıtada daha ileriye taşıdığı `dünya` arşivlerinde yerini almıştır. Vatikanın içini boşaltan illüminati ve tapınak şovelyeleri hristiyanlığı tamamen yozlaştırdığı o günden bugüne kadar Osmanlının her girdiği savaşta yukarıda bahsettiğim papa 10. Urban ile başlayan osmanlının bağırma süreci olan mondros mütarekesine kadar, osmanli `tarih` sahnesinin içerisinde bati ve ruslarla yapilan savaşların hepsi hacli ve batı zihniyetinin ittifakıdır. Milletiyle et `Tırnak` olan Gazi `Mustafa Kemal Atatürk,` arkadaşları, Aziz milletimiz Haçlı zihniyeti ve batı emperyalizmini Anadolu'da hüsrana uğratarak cumhuriyetimizin istikalalini hür `dünya` dedikleri dünyada yerini aldığı, lozanla tescil edilmiştir. Lozan, cumhuriyetimiz için bir tapudur. On yıl Osmanlı coğrafyasının her bölgesinde savaşan, mücadele eden, maliyesi dibe vuran, batının karşısında kazandığı `ulusal` savaşımız lozanda hem muvaffakıyettir. Aynı zamanda lozan elimizin güçlü olmaması sebebiyle vahşi batının dayatmasıyla Misak-ı millinin içinde olup ta Halep'le başlayıp, Musul, Kerkük'e kadar imzalanan batılı emperyalistler tarafından bu Türk yurtları lozanın kaybıdır. İşte lozanın kayıp ve kazanç tarafları sömürgeci zihniyetin sonunda Ortadoğu, İngiliz ve Fransız sömürgesi altında kalarak masonların dünyada iyi organize olması neticesinde İngilizlerin Fransızların, `ABD` nin de baskısıyla filistinde İsrail devletinin temellerini atmakla Ortadoğu'ya yerleşen fitne ve veba gibi mikrop üreten İsrail'in temellerini atmışlardır. Sembolik kurallar koymak kaydıyla Ortadoğu'da kendine bağlı batılı sömürgeciler küçük devletler oluşturarak kırılgan fay hatları oluşturmak kaydıyla islamın bahçesinden gıdalanan, müslümanları şii Sünni diye suni bir düşmanlık yaratan be birbirine kırdıran, batılı küresel bu üst akıl, Sovyetler'in dağılma sürecinden sonra medeniyetler çatışması adı altında sivil toplum örgütleri ile birlikte hareket eden, islamı kendilerine düşman seçmek kaydıyla kuzey `Afrika` da Fas'ta başlayıp Afganistan'a kadar 22 islam ülkesinin haritalarında değişiklik yapıp küçük devletlere bölerek, barış ve `sevgi` dini olan islamı kötü göstererek islam dünyasında batı kaynaklı `terör` örgütleri kurdurmak kaydıyla, başına da islam cümlesini eklettirerek islam coğrafyasını birbirine kırdıran bu zihniyetin, en büyük ideali islam dünyasının en güçlü, 2500 yıllık devlet deneyimi olan Türkiye'nin üzerinde sosyolojik çalışmalar yaparak 40 yıl içerisinde kendini batı ve Vatikan kaynaklı `dünya` imamı ilan ettiren Fethullah Gülen denen, dili Allah kelamı eden, beyni Vatikan'ın içindeki illüminati tarikatının ve küresel güçlerin denetiminde olan bu `iblis,` 40 yıldır ve son 10 yılda Türkiye'nin tüm yasal kadrolarının içerisine bir veba gibi sızarak devletimizi birleşik devletler ve Vatikan ve `dünya` siyonizm teşkilatlarıyla ortak hareket ederek 15 Temmuz'da ülkemizi parçalayıp kobani üzerinden pkk-pyd ve batılı askeri uzmanlar da o `gece` hazırlık içerisindeydiler Ülkeyi bölebilmek adına. `tarih` süreci içerisindeki Haçlı seferlerine baktığınız `zaman` `insan,` kılıç, `hayvan` gücü, zırhın dışında hiçbir teknolojik güçleri yoktu. `Teknoloji,` şu günlerde `insan` beyninin anlayamacağı düzeyde bulunmaktadır. 15 temmuz gecesi Aziz vatanımız üzerinde en büyük Haçlı seferi uygulanmak istendi. Elbiselerin en şereflisini giymiş, Brüksel ve NATO'nun emrine girmiş fetönün köpekleri yine elbiselerin en şereflisini giymiş fetöcü polisler pkk-pyd tüm `Avrupa` birliği kendisine mesih gibi taptıkları bu gavur imamı olan Fethullah Gülen birleşik devletlerin emriyle öz vatanlarında Haçlılara köpeklik yapmak kaydıyla ülkemizi kan gölüne çevirerek Aziz milletimizin vatansever subaylarımızın, devletine bağlı polislerimizin bu haince saldırıyı ortaklaşa olarak durdurmuşlar ve dünyada bir ilki gerçekleştirmişlerdir. İnsan beyni bazı şeyleri çabuk unutur. Yarın seneyi devriyesine gireceğimiz 15 Temmuz'un 29 ekim 1923 gibi bir milat olduğunu unutmayın. Topraklarımızda ve Ortadoğu'da hala batının, küresel üst aklın, Vatikan'ın Haçlı seferlerinin devam ettiğini bu aziz millet aklından çıkarmamalıdır. Hangi siyasi görüşten olursa olsun - fetö ve `hdp` hariç- Türkiye'de Alevi'si, sünnisi, Kürt'ü lazı Çerkez'i, Türkmen'i Avşar'ı çepnisi, Arnavut'u boşnağı... aralarında ufak tefek ayrılıklar olsa bile doğru olan millet olarak devletin yanında `olmak` vatanseverliğin bir göstergesidir. Siyasi idareyi ister sevsinler ister sevmesinler, eğer Aziz vatanımızı ve devletimizi seviyorlar ise kibri bir tarafa bırakarak kenetlenerek müslüman Türkiye cumhuriyeti devletinin gerçek vatandaşı ise Onur ve Şerefi kadar devletine sahip çıkmak, bu zaruri süreçte devletinin yanında `olmak` Şereflerin en yücesidir. Aziz Türk milletine ve Türkiye cumhuriyetine gönülden bağlı tüm Türk vatandaşlarına saygılarımla arz ederim. Not: devletimizi yönetenler ve Aziz Türk milleti! Şu uyur küresel şeytanlar uyumaz. İnsan şeklindeki küresel aklı unutursanız daha çok 15 Temmuz'lar yaşarız. Not: 15 temmuzdaki şehitlerimize Vatan saptında terörle mücadele eden yurtiçi ve sınır ötesinde tüm şehitlerimize Rabbimden rahmet diler, gazilerimize'de kalbi kutlarım. Selam olsun Allah yolunda Vatan için Şehitlik ve Gaziliği talip olanlara. 14/07/2017 Alaattin Çakıcı `silah`

    15.07.2017 17:14
  • Alaattin Çakıcı, Erkek adam böyle bir olay olmadı diye açıklama yapmaz.

    [15:44, 13.7.2017] 111: Sayın kamuoyuna saygıylarımla Van'da ringte haberim olmadan gelişen olayla ilgili basında bir `yazı` çıkmıştı. Gönderdiği fax'da anladım ki kan bağım olmayan ama kan bağımdan daha yakın yeğenim olan, yeğenim `Bora` Toprak'ın yaptığını göndermiş olduğu fax'tan anlaşılmaktadır. Mektubun ortasında `Van` yüksek cezaevi kurumunun imzasıda gözükmektedir. Olmayan bir olay da cezaevi idaresi mektup komisyonu o bölümleri çizer ve iptal eder. Bahsedilen Hakan Çillioğlu'nun `kaş` kemiği yarılıp gözleri `balon` gibi olmuş, elmacık kemikleri kırılıyor yüzünün sağ tarafı yarılıyor, hastaneye kaldırılıyor hastanede dikiş atıldığı Van'daki yetkililer tarafından bilinmektedir. İnsan bir `hadise` ile karşılaşabilir, yumrukda yer, vurabilirde ama `erkek` adam böyle bir olay olmadı diye açıklama yapmaz. Delikanlı gibi işin altından kalkar `Bora` Toprak kendine münhasır bir insandır. Güçlü bir aileside vardır, bana ihtiyacı'da yoktur ama saçının bir teline kahpece dokunan bedelini ağır öder. (Buda böyle bilinmelidir) Saygılarımla kamuoyuna arz ederim 13.07.2017 Alaattin Çakıcı [15:57, 13.7.2017] 111: Kırıkkale T `tipi` kapalı cezaevinde kalmakta olan ünlü kabadayı Alaattin Çakıcı, yapmış olduğu `basın` açıklamasında Hakan Çillioğlu'nu ağır yaralayan, `Bora` Toprak'ın cezaevi mektup komisyonunca onaylanan mektubunu basınla paylaştı. İşte o mektup Sayın kamuoyuna saygıylarımla Van'da ringte haberim olmadan gelişen olayla ilgili basında bir `yazı` çıkmıştı. Gönderdiği fax'da anladım ki kan bağım olmayan ama kan bağımdan daha yakın yeğenim olan, yeğenim `Bora` Toprak'ın yaptığını göndermiş olduğu fax'tan anlaşılmaktadır. Mektubun ortasında `Van` yüksek cezaevi kurumunun imzasıda gözükmektedir. Olmayan bir olay da cezaevi idaresi mektup komisyonu o bölümleri çizer ve iptal eder. Bahsedilen Hakan Çillioğlu'nun `kaş` kemiği yarılıp gözleri `balon` gibi olmuş, elmacık kemikleri kırılıyor yüzünün sağ tarafı yarılıyor, hastaneye kaldırılıyor hastanede dikiş atıldığı Van'daki yetkililer tarafından bilinmektedir. İnsan bir `hadise` ile karşılaşabilir, yumrukda yer, vurabilirde ama `erkek` adam böyle bir olay olmadı diye açıklama yapmaz. Delikanlı gibi işin altından kalkar `Bora` Toprak kendine münhasır bir insandır. Güçlü bir aileside vardır, bana ihtiyacı'da yoktur ama saçının bir teline kahpece dokunan bedelini ağır öder. (Buda böyle bilinmelidir) Saygılarımla kamuoyuna arz ederim 13.07.2017 Alaattin Çakıcı

    10.07.2017 21:52
  • Alaattin Çakıcı, Şerefli ve onurlu insanlar yazdığı mektubu inkar etmez

    Kırıkkale’de yatmakta olan Alaattin Çakıcı yazdığı mektupla önemli mesajlar gönderdi. Sayın Kamuoyuna Sosyal basında çıkan “Çillioğlu ringte yaralandı bir Adanalı mahkum tarafından” hadisesi doğru veyahut yanlış bilemem. Dayak yiyen dövüldüm demez, adam olan adam gibi konuşur. Ne yapması gerekirse onu yapar. Hakan Çillioğlu ben Kartal Cezaevinde yatarken Eskişehir’de içeriden sana kapı yaptırmıştı. Cezaevi can güvenliğinlen ilgili anahtarı sende idi. O günkü tüm mahkum olan biliyor. Bana mektup yazdığın Eskişehir’de cezaevi kayıtlarında ve Kartal Cezaevi kayıtlarında belli. Mektup hala bende. Fotokopisi de Atalay Cebesoy’a verdim Şahin de biliyor. Orda Kenan Ali Gürsel’den bahsetmeden benimde 2 `suç` ortağımı ve akrabam olurdu. Onları öldürdüler. Bütün bu işlere sebep Sedat Peker’dir. Benim hasmımdı r diye yazıyorsun. Seni yıllarca izledim. Kenan Ali Gürsel’len ilgili hiç açıklama yapmadın. Senin Bayrampaşa olayından sonra cezaevlerinde nasıl yattığın belli. Evet sen Kenan’ı öldürdün 20 dakika sonrada aynı cezaevinde Ferdi Neybet iki `suç` ortağını akraban oluyormuş. Hayatların kaybedilmesine sebep oldun. Neyin havasını atıyorsun. Türkiye’de herkes benim yaptığım hadiseleri biliyor diyorsun. Kenan’ı öldürdün 20 dk sonra aynı cezaevinde 2 akraba olan `suç` ortağını kaybettin. Ölen akrabalarının intikamını niye almadın? Notun devamı, Eğer ringteki olay doğru ise `Van` F `Tipi` Cezaevi, yüksek güvenlikli bir cezaevi daha varmış. Cezaevi yetkilileri ringte olay olmuş handarma da olayı bilmektedir. Bu kadar basit Türkiye cezaevlerindeki mahkumlar mektup ve faksla iletişim halinde. Böyle bir olay yoksa seni hastanelik yaptı diyen mahkum böyle biir olay var veyahut yok diye açıklama yapar. Bu kadar basit. İnsanoğluna saldırı olur. Bana da Edirne’de tezgah kurdular. DHKP-C ve İDARE bir yumruk salladı. DHKP-Cli yumruğun yarısı isabet etti. Ama DHKP-C ilen gardiyanı ikisini de vurdum belden yukarı. Her ikisinden mahkemem devam ediyor. Komunisten 3 yıl gardiyandan 7,5 yıl dan yargılanıyorum. Yarım vurulan yumruğu inkar etmedim mahkemede bile, `insan` yumruk yer gereğini de yapar seni kötü dövmüşse gereğini niye yapmadın. 2 akrabanın intikamını niye almadın. Sağmalcılar’da ölenlerlen ilgili. Bak bunların intikamını almak sana düşer. Bencilce hava atmamak gerekli. Bir de 17 yıl evvel haddine mektup yazmaz Sedat Peker. Benimde hasmım 2 yakınımı kaybettim demez. Sedat senin hemşehrin, adam hemşehrisini satar mı? Gelişen ringteki olaydan, doğru yanlış haberim yok akıllı ol.Hasım hasım gibi davranır. Eğer ringte dayak yemiş yazılan gibi ise sana yakışan inkar değil, işin altından kalkabiliyorsan kalkmaktır. Şerefli ve onurlu insanlar yazdığı mektubu inkar etmez, sana bu mektubu yazmazdım. 17 yıl evvel yazdığına cevap bile vermedim. `Basın` açıklamasında, madem yaptın üstü kapalı değil bir ismi var, ismiyle hitap edilir. İnkar sonra edebilirsin. Aynı cezaevinde kaybediyorsun. Yalanlasan tutanaklarda sabit ve `mahkeme` kayıtlarında 11 ay sonra senin benim hasmımdır dediğin kişinin aynı cezaevinde 2 arkadaşı ölüyor. 8 ağır yaralısı var nedense kimse ölülerine sahip çıkmıyor. Ölen arkadaşlarına sahip çıkamıyorlar ve de inkar edenler adamlıktan bahsetmezler. Bazı `insan` bir şeyler yaptı doğrudur ama ölülerine sahip çıkmalılar.

    10.07.2017 21:49
  • Hakan çillioğlu cezaevinde saldırıya uğradı

    1999 yılında Bayrampaşa Cezaevi'nde yaşanan silahlı çatışma yaşanmış Hakan Çillioğlu, Alaattin Çakıcı'nın yeğeni Kenan Ali Gürsel'i tabanca ile vurarak öldürmüştü. Alaattin Çakıcı'nın yeğeni Kenan Ali Gürsel'e silahlı saldırıda bulunan `tetikçi` Hakan Çillioğlu, Van'da Cezaevi aracında Adanalı bir mahkum tarafından saldırıya uğradı. Saldırıda Hakan Çillioğlu'nun elmacık kemikleri,kaş kemiği kırıldı. Ağır yaralı olarak hastaneye kaldırıldı. Alaattin Çakıcı'nın yeğeni Kenan Ali Gürsel'i Hakan Çillioğlu kimdir olayın geçmişi... Kenan Ali Gürsel, ikinci müdürün odasına giderken, Hakan Çillioğlu da revire çıkmak istedi. Gardiyanların gözetiminde D17 koğuşundan alınıp, 425 metrelik ana maltayı geçtikten sonra görüş odasına getirildi. Buradaki metallere duyarlı kapıdan geçirilip, üst katında revir bulunan idari bölüme alındı. Alaattin Çakıcı'nın yeğeni Kenan Ali Gürsel ve Hakan Çillioğlu karşılaştı. Hakan Çillioğlu, ikinci müdürün odasının önündeki koridorda, Kenan Ali Gürsel'e üç el `ateş` etti. Ve , Kenan Ali Gürsel orada öldü. Aynı cezaevinde 20 dakika sonra , Kenan Ali Gürsel'in `suç` ortağı Ferdi Heybet Hakan Çillioğlu'nun koğuşunu bastı. Bu baskında Hakan Çillioğlu'nun halasının ve dayısının oğlu olan iki kişiyi öldürdü. Koğuştan maltaya çıkarak çatışmaya devam ediyor. Bu çayışma sonucu iki kişiyi ağır yaralıyor ve orada hayatını kaybediyor. Bayrampaşa Cezaevi'nde yaşanan bu büyük çatışma sonucu her iki taraftan 8 kişi ölüyor. 1999'da yaşanan bu olaydan bir yıl sonra Bayrampaşa Cezaevi'nde B - 7 koğuşunda kalan 10 mahkum tarafından ziyaret dönüşü Kenan Ali Gürsel'in arkadaşlarına pusu kuruluyor. Kenan Ali Gürsel arkadaşları ise karşı taraftan 2 kişiyi öldürüp 8 kişiyi ağır yaralıyor.

    07.07.2017 16:10
  • Sayfa :

    Hakkında

    Haberself.com herkesin haber ekleyebileceği bir haber altyapı sitesidir. Bu haber sitesinin aynısını oluşturabilirsiniz. Haberself türkiyenin viral haber merkezi. Haber Eklemek İçin Tıkla. tıkla.